|
|
| | #1 |
| Çevrimiçi ![]() ![]() ![]() | YÖK Başkanı Özvar, CNN Türk'te! Üniversite eğitimi üç yıla mı iniyor? YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Hakan Çelik ile Hafta Sonu programında, eğitim gündemine dair soruları yanıtlıyor. Üniversite eğitimi üç yıla mı iniyor? Yeni eğitim modeli ne zaman başlıyor? Hangi bölümlerde kontenjanlar azalacak, hangi yeni programlar açılacak? İşyerinde mesleki eğitim nasıl işleyecek? Yükseköğretimdeki büyük dönüşümde hedeflenen asıl tablo ne? YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar anlatıyor.KAÇ ÜNİVERSİTE VE ÖĞRENCİ VAR? YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın açıklamalarından satır başları şöyle; "Türkiye’de yükseköğretim sistemi, son 20 yılda en fazla genişleyen sistemlerden biri olmuştur. Bugün itibarıyla Türkiye’de 208 üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerde 186 binin üzerinde öğretim elemanı görev yapmaktadır. Türkiye’nin yükseköğretim sistemini belki de en iyi karakterize eden özelliklerden biri, erişilebilir hâle gelmiş olmasıdır. Son 20 yılda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle birlikte yükseköğretim kapasitemizde fevkalade önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bugün itibarıyla Türkiye’nin kapasite bakımından son 20 yılda kat ettiği mesafenin, Hindistan ile mukayese edilebilir düzeyde olduğunu ifade etmek isterim. Şu an itibarıyla Yükseköğretim Sistemi içerisinde güncel bir rakam paylaşmak isterim: Türkiye’de 6 milyon 482 bin 197 üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Ancak bu rakamın biraz açılması gerekir. 6 milyon öğrencinin tamamı kampüslerde mi? Hayır. Bu öğrencileri iki gruba ayırmak gerekir. Birinci grupta örgün eğitim gören öğrencilerimiz yer almaktadır. İkinci grupta ise açık öğretim öğrencilerimiz bulunmaktadır. Örgün eğitim dediğimizde, kampüslere giderek fiziksel olarak eğitim alan öğrencilerden bahsediyoruz. Bu kapsamda, şu anda örgün eğitimde 3 milyon 696 bin 554 öğrencimiz bulunmaktadır. Bu öğrencilerin yaklaşık 2,5 milyonu lisans öğrencisidir. Yaklaşık 1 milyon 130 bin öğrenci ise ön lisans programlarında öğrenim görmektedir. Dolayısıyla dört yıllık programlara devam eden öğrenci sayımız yaklaşık 2,5 milyon civarındadır. Kampüslerde fiilen bulunan toplam öğrenci sayısı ise yaklaşık 3 milyon 700 bindir. Açık öğretimde ise yaklaşık 2 milyon 785 bin öğrenci bulunmaktadır. Burada vurgulanması gereken önemli bir husus şudur: Yükseköğretim sistemimizde örgün eğitimde kayıtlı öğrencilerin, toplam öğrenci sayısı içerisindeki oranı yüzde 57’dir. ![]() ÜNİVERSİTELERİN KALİTESİ YETERLİ Mİ? Kalite konusunda şunu özellikle ifade etmek isterim: Yükseköğretim Kurulu’nun temel hedeflerinden biri, eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve sosyal sorumluluk alanlarında üniversitelerimizin sunduğu hizmetleri en üst seviyeye çıkarmaktır. Şunu açıkça söyleyebilirim; Türkiye’de ön lisans ve lisans düzeyinde verilen eğitimin kalitesinden hiçbir şüphem yok. Tüm üniversitelerimizdeki programların yeterlilikleri ve öğrenim kazanımları bugün Avrupa standartlarındadır.Türkiye’de alınan herhangi bir diploma, Avrupa’da ve dünyanın birçok ülkesinde geçerlidir. Elbette bu kalitenin daha da iyileştirilmesi gereken yönleri vardır. Zaten bizim çabamız da bu yöndedir. Ancak şunu vurgulamamız gerekir: Verdiğimiz eğitimin en dikkat çekici ve cazip yönlerinden biri, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, uluslararası öğrenciler açısından da güçlü bir çekim merkezi olmasıdır. Eğer eğitim kalitemizden şüphe edilseydi, bugün 378 bine ulaşan uluslararası öğrenci sayısına erişemezdik. Bu açıdan bakıldığında, yükseköğretim sistemimizin hem kapasite hem de kalite bakımından iyi bir seviyede olduğunu, ancak gelişime açık alanlarının da bulunduğunu söylemek isterim. Şu anda Türkiye’de 378 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor. Burada şu hususun altını çizmem gerekir: Türkiye, 198 farklı ülkeden öğrenci kabul etmektedir. Bu öğrencilerin yüzde 96’sı, hatta yüzde 96,5’i kendi imkânlarıyla, kendi bütçeleriyle eğitim almaktadır. Bazen “Bu öğrenciler kamu kaynaklarına yük mü oluyor?” şeklinde sorular gündeme geliyor. Hayır, tam tersine. Kamu kaynaklarını kullanmıyorlar; bilakis ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyorlar. Türkiye, bu yıl uluslararası öğrenci barındırma açısından Fransa’yı geride bıraktı ve dünyada altıncı sıraya yükseldi.Elbette komşu ülkelerimizden, Türk dünyasından, İslam coğrafyasından yoğunlukla öğrencilerimiz var. Bunun yanı sıra Afrika’dan, Avrupa’dan, Japonya’dan, Amerika’dan, Güney Amerika’dan, hatta Papua Yeni Gine’den bile öğrencilerimiz bulunuyor. Peki neden Türkiye’yi tercih ediyorlar? Bunun birkaç temel sebebi var. Birincisi, özellikle lisans düzeyinde Türkiye’de verilen eğitimin kalite bakımından rekabetçi olmasıdır. İkincisi ise Türkiye’nin “ödenebilir” bir yükseköğretim sistemi sunmasıdır. Aynı eğitim kalitesini birçok ülkede çok daha yüksek maliyetlerle almak mümkünken, Türkiye’de daha makul şartlarda bu eğitime ulaşabiliyorlar. Bir diğer önemli husus ise şudur: Türkiye’ye gelen uluslararası öğrencilere, kendi vatandaşlarımız gibi muamele ediyoruz. Üniversitelerimizde yabancı öğrencileri dışlayan bir ekosistem kesinlikle yok. Bazı ülkelerde görülen, yabancı öğrencilerin ayrı tutulduğu yapılar Türkiye’de söz konusu değil. Aksine, bu öğrenciler ciddiyetle ele alınıyor ve eğitim sistemimizin doğal bir parçası olarak görülüyor. Kaynak ; Milliyet |
|
![]() |
| Seçenekler | Arama |
| Stil | |
| |