|
|
| | #1 |
| Çevrimiçi ![]() ![]() ![]() | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtladı Bakan Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı.Depremi siyaset konusu yapmanın, kaybedilen canların verdiği hüzne de şu anda orada heyecanla ve mutlulukla yeni yuvalarına kavuşan insanlara da hürmetsizlik olduğunu dile getiren Kurum, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk gününden itibaren bir taraftan yapılması gereken işlerle uğraşırken diğer taraftan da algılara ve yalanlara cevap verme gayreti gösterdiklerini söyledi. "Depremi siyasi malzeme yapmayın." diyen Kurum, depremin 15'inci gününde konutların temellerinin atıldığını, 45'inci gününde ise ilk anahtarların teslim edildiğini anımsattı. Kurum, depremden etkilenen 11 ilde yerinde dönüşüm kapsamında 121 bin yuva yaptıklarını aktararak, "Yaklaşık 90 bin sosyal konut projesi orada devam ediyor, 90 bin. Hak sahipleriyle, rezerv alandaki kentsel dönüşüm projelerimizle birlikte teslim edilen yuva sayısı çok yakın zaman içerisinde 680 bine ulaşacak." diye konuştu. Deprem bölgesinde dünyanın en hızlı ve en büyük konut seferberliği gerçekleştirildiğine dikkati çeken Kurum, Türkiye'nin bölgede tek kelimeyle "destan" yazdığını vurguladı. Bakan Kurum, deprem bölgesindeki konteyner kentlere ilişkin soru üzerine, "Şu an halihazırda konteyner kentlerde kalan hak sahibi vatandaşımız 41 bin. Bu vatandaşlarımızın 29 bin 900'üne ev çıkmış." dedi. Deprem bölgesinde konutların inşa edilmesiyle bölgedeki konut fiyatlarının da düştüğüne dikkati çeken Kurum, yıl sonunda hak sahiplerinin tamamının evlerine yerleşeceğini, hiç kimsenin konteynerda kalmayacağını belirtti. - "FAY HATTI ÜZERİNE HİÇBİR İNŞAAT FAALİYETİ YAPMADIK" Kurum, depremden etkilenen 11 ilde yaşanan büyük yıkımın ardından normal hayata geçmek için izlenmesi gereken her türlü yol ve yöntemi bilimin ve teknolojinin ışığında yaptıklarını söyledi. Bu süreçte yaptıkları çalışmalarla sağlam zeminleri belirlediklerini anlatan Kurum, "Fay hattı üzerine hiçbir inşaat faaliyeti yapmadık. Üstelik bu çalışmalarımızı çevreyi de koruyarak gerçekleştirdik. 6 Şubat sabahından daha fazla yeşil alan Hatay'da, Antakya'da, Defne'de, İskenderun'da, Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta, Osmaniye'de var." dedi. Rezerv alanın bölge için bir seçenek değil zaruret olduğuna işaret eden Kurum, zorla rezerv alan ilan etmediklerini, vatandaşların istemediği hiçbir alanda proje gerçekleştirmediklerini belirtti. TOKİ ile ilgili eleştirileri şaşkınlıkla takip ettiğini dile getiren Kurum, "Bugün deprem bölgesindeki herkes TOKİ konutlarında oturmak istiyor, TOKİ binalarında oturmak istiyor. Türkiye'de milyonlarca aileye yuva kuran, inşa eden TOKİ ile 'mağduriyet' kelimelerini yan yana koymayalım." değerlendirmesini yaptı. Asrın felaketinden sonra önceliklerin değiştiğini, büyük bir yıkımı bir an önce gidermek için tüm güçleriyle bölgede seferber olduklarını vurgulayan Kurum, şunları kaydetti: "Var olan bazı projelerde yavaşlamalar oldu. TOKİ'mizin İlk Evim Arsa projesinde geldiğimiz noktada 235 bin hak sahibi kardeşimiz var, 107 bin 534'ü için imar planları tamamlanmış. Kalanları da çok kısa süre içerisinde tamamlanacak, verilecek. Yine bu proje kapsamında 250 bin İlk Evim projesiyle sosyal konut projesi yapmıştık. Bakın deprem bölgesi devam ederken yapılanlardan bahsediyorum. Şu an 253 bin 840 konutunun yapımı başladı. 'Başlamadı' diyenler, 'Bu işler unutuldu', 'Bu işler yapılmadıysa yeni işler nasıl yapılacak?' diye algı yapmaya çalışan arkadaşlara söylüyorum. Milletimizin gönlünü her zaman olduğu gibi ferah tutmasını ve bize güvenmesini istiyorum, diliyorum. 1 milyon 750 bin sosyal konutu teslim eden bir irade, her afette milletin yanına iki saat sonra koşmuş olan bu kadro, İlk Evim Arsa projemizde de hiç rahatsızlık duymayın, bu konutlarımızı da tamamlayacaktır." - "SADECE TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI KONUT ALABİLİR" Gayrimenkul Sertifikası modeli ve Damla Kent projesine ilişkin soruya Kurum, "Biz Bakanlık olarak vatandaşımızın uygun maliyetle, güvenle, huzurla ev sahibi olabilmesi için her türlü argümanı ortaya koyuyoruz. Bir taraftan sertifika yapıyoruz, bir taraftan Emlak Katılım Bankası'yla, devlet eliyle faizsiz konut, iş yeri, araç almaya imkan tanıyoruz. Damla Kent projesiyle de gayrimenkul sertifikası sunduk ve bu kararlılığımızı en yeni ve en güçlü adımları atmak suretiyle ortaya koyduk. Bu projeyle vatandaşımız sertifika alarak ev sahibi olabilmektedir. Bu proje milletimizin yuva hayalini gerçekleştirmeye ve gerçeğe dönüştürme sözümüzün en büyük ispatlarından biridir." diye konuştu. Kurum, Arnavutköy Sazlıdere'deki sosyal konut projesine ilişkin, "Sazlıdere konusu yine insafsız yalanların dolaşıma sokulduğu önemli başlıklardan biridir. Burada sadece dar gelirli vatandaşlarımız hak sahibi olabilir. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı konut alabilir ama ısrarla aynı algılar yapılmaya devam ediliyor." ifadelerini kullandı. Gebze'de çöken bina ile ilgili soru üzerine Kurum, "O gün hızlı bir şekilde Gebze'ye gittik. Bizzat yerinde gördüm. Orada 4 bin 988 bağımsız birimi inceledik. Boşaltılan binalarla ilgili risk analizini yaptık ve riskli bulduğumuz 21 bina ile ilgili de vatandaşımıza dedik ki 'bu binalarımız riskli'. Sebebi 2000 yılından öncesi yapılmış yapılar. Üç tanesi de yeni yapılmış ama tekli yine projesine belki uygun değil, riskli. Dolayısıyla bu binalarla ilgili de vatandaşımıza kentsel dönüşüm yapabileceğimizi, bu süreçte de her türlü kira ve taşınma yardımı verebileceğimizi ifade ettik. Yıkıp inşallah yenisini yapacağız ve burada yıkımın etkisiyle mağdur olan esnafımıza, evine girmeyen vatandaşlarımıza da her türlü desteği sağlayacağız." bilgisini paylaştı. - "ÜLKENİN ÇEVRESİNE HALEL GETİRECEK HİÇBİR DÜZENLEMEDE BİZİM İMZAMIZ OLMAZ" Kurum, Türkiye'nin ev sahipliğini ve başkanlığını yapacağı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 31. Taraflar Konferansı'na (COP31) ilişkin, "Türkiye'nin COP31 ev sahipliği almaya dair başarısı küçümsenecek değil, hep birlikte gurur duyacağımız bir başarıdır. 196 ülkenin liderinin katılacağı zirve Türkiye'de yapılacak. Türkiye aynı zamanda COP31'in gündemini ve bunun yürütülmesinden sorumlu olacak ülkedir. COP31 başkanı Türkiye olacak ve son kararı Türkiye verecek." dedi. İklim Kanunu sorusunu cevaplayan Kurum, şöyle devam etti: "Bakın bugün dünya, afetler başta olmak üzere iklim krizinden etkilenen çok ciddi sorunların etkisi altındadır. Akdeniz havzasında yer aldığımız için ülke olarak bizler de etkileniyoruz. Buna karşı geliştirdiğimiz özgün mekanizmalarla bir yandan kendi hassasiyetlerimizi gözetiyor, diğer yandan da uluslararası düzeyde aktif politikalara öncülük ediyoruz. İşte İklim Kanunu da bu noktada devreye giriyor. Bu kanun Sayın Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve Yeşil Büyüme vizyonu çerçevesinde iklim değişikliği ile mücadelemize ivme kazandırmaktadır. Şu hususu da açıkça ifade etmek isterim ki bu ülkenin çevresine, doğasına, suyuna, toprağına halel getirecek hiçbir düzenlemede bizim imzamız olmaz. İklim Kanunu da iddiaların tamam aksine Türkiye'nin geleceğini korumak için atılmış stratejik bir adımdır." Komisyonunda, görüşmelerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yanı sıra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İklim Değişikliği Başkanlığı, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının 2026 yılı bütçeleri ile Türkiye Çevre Ajansının Sayıştay raporu kabul edildi. Kaynak ; Milliyet |
|
![]() |
| |