Meltem Güneş / ANKARA - Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 30’uncu Taraflar Konferansı (COP30) Brezilya’da devam ederken, 2026’daki zirveye talip olan Türkiye ile Avustralya arasındaki düğüm henüz çözülemedi. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mektuplaştı ancak 2 ülke de adaylığından geri adım atmadı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un bu hafta COP30 için Brezilya’ya gitmesi beklenirken, COP31 istişarelerinin de başarıyla tamamlanması umut ediliyor. Küresel iklim politikalarında atılacak adımların belirlendiği en önemli platform olan COP, ev sahibi ülkeye gündem belirleme ve küresel anlaşmalar için gerekli diplomatik süreci yönetme imkânı vermesinin yanı sıra iklim dışındaki konularda da diplomatik ağırlık kazandırıyor.

Nasıl belirleniyor?

Öncelikle COP için aday ülkelerin kendi aralarında anlaşmaları bekleniyor. Anlaşma olmazsa kendi grubundan oy birliğiyle seçilmesi gerekiyor. BM’de bölgelere göre ayrılmış beş ülke grubu bulunuyor. Zirveye geçen yıl Doğu Avrupa grubundaki Azerbaycan ev sahipliği yapmıştı. Bu yılki zirvenin ev sahibi, Latin Amerika ve Karayipler Grubu’ndan Brezilya. 2026’da ise ev sahipliği sırası, Türkiye ile Avustralya’nın da dahil olduğu “Batı Avrupa ve Diğerleri” (WEOG) grubunda. WEOG grubunda, Fransa, Almanya, ABD, İsrail, İzlanda, Kanada gibi ülkeler yer alıyor. Ülkeler ortak ev sahipliğinde de anlaşabiliyor veya zirve, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin merkezi olan Almanya’nın Bonn kentinde yapılıyor.

Küresel köprü

Türkiye, geçen yıl COP31 adaylığı için 4 ana taahhüdünü açıklamıştı. Bu kapsamda Türkiye coğrafi konumu, ekonomik yapısı ve iklim çeşitliliği nedeniyle iklim krizi konusunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bir “köprü” oluşturmayı amaçlıyor. Kimsenin geride bırakılmadığı adil bir liderlikle özellikle Akdeniz, Afrika, Pasifik başta olmak üzere kırılgan bölgelerin direncinin artırılması hedefleniyor. İstisnasız tüm ülkeler için iklim adaletine uygun bir teknoloji akışı ve finans paylaşımının desteklenmesi, iklim dirençli kent modelinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Bir kere geri çekildik

Bakan Murat Kurum, ekim ayında İngiliz gazetesi The Guardian’a röportajında, Tükiye’nin Avustralya ile ortak COP31’e ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu belirtmişti. Kurum, “Aslında bu süreç 2015’te başladı. COP26’ya adaylığımızı resmen açıkladık. Fakat Birleşik Krallık ve İtalya ile dostane görüşmeler neticesinde adaylıktan iki ülke lehine çekildik ve süreçte verimli işbirlikleri geliştirdik. 2022’de Şarm El-Şeyh’te COP31 adaylığımızı ilan ettik. Avustralya da aday oldu ve 2023’ten bu yana onlarla da dostane görüşmelerle süreci sürdürüyoruz. Avustralya’nın adaylığına saygı duyuyoruz. 2023’ten beri değerli mevkidaşım Chris Bowen ve ekiplerimizle seçenekleri inceliyoruz. İki ülkenin de kazanacağı, tarihi bağlarla örülü bir başarıya imza atabileceğimizi düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

COP31 Antalya

Türkiye COP31’i ulaşım kolaylığı, konaklama seçenekleri, organizasyonun yapılabileceği fuar alanı ve kongre merkezi nedeniyle Antalya’da düzenlemeyi planlıyor. Antalya, daha önce G20 Zirvesi’ne de ev sahipliği yapmıştı. Altyapının büyük ölçüde hazır olduğu belirtiliyor.


Kaynak ; Milliyet