ForumAilem
  SohbetYaz
>
+

Kayıt Ol Sevgili Ziyaretçi!
Kayıt olmak için bir dakikanızı ayırın, Daha ne bekliyorsunuz?
Kurallar & İletişim
Kayıt Ol

Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 24-06-25, 11:20   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere kapalı
Devlet Bahçeli'den İsrail önerisi: BM kuvvet kullanmalıdır, bugün değilse ne zaman


Devlet Bahçeli'nin konuşmalarından öne çıkan satır başları şöyle;Malumu olduğunuz zorunlu hallerden dolayı grup toplantılarımıza bir süreliğine ara vermiştik. Hamd olsun bugün yeniden bir aradayız. Kavuşmanın tarifsiz duygularıyla dolup taşıyoruz. Ne mutlu bizlere, ne mutlu aziz Türk milletine, işte ayaktayız, işte buradayız. 28 Ocak 2025 tarihinden sonra gerçekleştirdiğimiz ilk grup toplantımızla kaldığımız yerden yolumuza coşkuyla devam ediyoruz.Toplantımızı yurt içinden ve yurt dışından olmak üzere; televizyon ekranları, sosyal medya platformları, radyo kanalları aracılığıyla takip eden bütün vatandaşlarımızı, gönül ve kültür coğrafyalarımızda varlık ve birlik mücadelesi veren bütün kardeşlerimizi yüreğimin en coşkun hissiyatıyla selamlıyorum.

İlginizi Çekebilir

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE'YE ULAŞMANIN AZİM VE KARARLIĞINDAYIZ"

Biz Milliyetçi Hareket Partisi'yiz, biz Türkiye'yiz, biz Türk milletiyiz. Kapalı devre siyasetin sınırlarını aşmak, çevrim içi söylemlerin alanını genele yaymak istiyoruz. Kapımızı örtüp perdelerimizi indiremeyiz. Başkasının yangınıyla kendi evimizi ısıtamayız. Göze batmaktan ziyade gönülde kalmanın arayışındayız. Huzurlu Türkiye'nin ardındayız. Süper güç Türkiye'nin amacındayız. Türkiye Yüzyılını inşa ve ihya etmenin arzusundayız. Milli birlik ve dayanışmamızı güçlendirmenin çabasındayız. Terörsüz Türkiye'ye ulaşmanın azim ve kararlığındayız. Ülkemizin güvenliği tehlikeye düşerse kim benim önüme düşecek sorusunun cevabını iyi biliyoruz.

Milletimin bekası tehdit altına girerse, kimin milli kimliğin, huzurun, barışın güvencesi olacağını iyi biliyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'nın milletimizin aradığı bu soruların cevapları konusunda doğrudan güvendiği yegane adres olduğunun sonuna kadar da bilincindeyiz. Çünkü milletimizin çarpan nabzını her şeyimizle hissediyoruz. Milletin sesine kulak vermek, bu sesi şuurla duyup hissetmek her şeyden evvel zamanlar üstü erdem ve empati gerektirir.Bu kapsamda atacağımız her adım; azdan çoğa, basitten karmaşığa, küçükten büyüğe doğrudur.



"BİZ, SİYASETİMİZİ BOŞ HAYALLER ÜZERİNDEN YAPMIYORUZ"

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı; tıpkı bir zembereğin saatte oynadığı fonksiyonu daha genel manada millet varlığını ilerletmek maksadıyla yerine getirecektir, sevindirici olanı da getirmektedir. Bu sağlanabildiğinde, tıkır tıkır işleyen bir insani ve hukuki düzen biteviye işleyip duracaktır. Ama önce buna yürekten inanmak lazımdır. Bu bir ütopya değildir.
Bir kere başarmış olanın yeniden başarma ihtimalinin hiç yapmamış olana göre çok fazla olduğunu biliyoruz. Hedefimiz, döneminin şartlarında benzerlerini ecdadımızın başardığı tarihi nizamın çağdaş bir yansımasıdır.
Çünkü Büyük Atatürk'ün tanımladığı gibi "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." Yeter ki bu cevheri işleyecek ve ilerletecek siyaset ustalığına, akıl ve ahlak olgunluğuna ulaşabilsin. Biz, siyasetimizi boş hayaller üzerinden yapmıyoruz.

Biz, siyasetimizi yalnızca bekamıza yönelik alarmın düğmelerine basmak olarak yorumlamıyoruz. Sebepleri sorgulamadan sonuçları eleştirmenin bir anlamı olmadığına inanıyoruz. Sebepler sabit kaldıkça sonuçların da aynı olacağını biliyoruz. Bu kesintisiz döngünün, sürekli şikâyet edilen sonuçlardan başka bir akıbet oluşturmayacağını yaşayarak biliyoruz.



"SİYASETİ, MUHALEFET PARTİLERİNİN YAPTIĞI ÜZERE, DUYGULARI İSTİSMAR MAKSADIYLA İCRA ETMİYORUZ"

Bize göre siyaset;

İftihar ettiğimiz Türk milletine hizmet için lütfedilen tarihi bir fırsatın tanımıdır. Bu fırsatı kullanmaya aday diğer aktörlerle girişilen hizmet yarışında öne çıkma becerisidir. Ama özne her zaman ve her daim Türk milletidir. Onun olmadığı, ona değer verilmeyen, onun geleceğini düşlemeyen siyaseti kabul etmedik, edemeyiz, etmeyeceğiz.

Bu nedenle diyoruz ki şayet Türk milleti yoksa biz zaten olamayız. Bizim siyasi varlık nedenimiz bu büyük millet gerçeğidir. Bizim mücadele alanımız da millet varlığının sürdürülmesidir. Bunun için mevzu bahis hedefimize "millet-i ebed müddet" diyoruz. Biz, o varsa ayaktayız, siyasetimiz de Türk milleti varsa hep var olacaktır. Kaldı ki varlık nedenimiz büyük Türk milletidir.

Siyaseti, muhalefet partilerinin yaptığı üzere, yüreklerdeki güzel duyguları istismar maksadıyla icra etmiyoruz. Siyaseti, yalan ve fitne çarkını döndürmek olarak değerlendirmiyoruz. Siyaseti, bir şeyler yapıyor görünmek ve günü kurtarmak niyetiyle yerine getirmiyoruz, getirmeyeceğiz. Çünkü siyasetin birilerini koltukta tutmak için sergilenen tiyatro sahnesi olmadığının farkındayız.
Çok ciddi bir iş olduğunu, çok önemli sorumluluklar gerektirdiğini, istikbal ve istiklal haklarımızın kale duvarı olduğunu gayet iyi biliyoruz.

Bizim partimiz ve ittifakımız bu yüksek duyguların her gün yeniden kucaklaştığı, birbirleri üzerindeki hakları peşinen helal edenlerin buluştuğu, çıkarsız arkadaşlığın, hesapsız dostluğun, hasbi kardeşliğin, kutlu ve kutsal hedeflerin her şeyin üstünde tutulduğu imanla harcı karılmış milli ve demokratik çatıdır.

Anadolu'muzun, eski çağlarda yeryüzüne hükümran olmak isteyen cihangirler için hedef topraklar haline gelmiş olduğunu hepimiz biliyoruz, okuyoruz, görüyoruz. Namusu, gücü ve onuru olan her millet gibi bizim milletimiz de vatanına göz dikenlere karşı tek yürek olarak savunma başarısını bugüne kadar göstermiştir. Barındığı yerlerde güvenliği sağlandıkça, esenliği temin edildikçe, hürriyetine sahip oldukça sanayi, tarım, hayvancılık, zanaat gibi günlük hayatın gereklerinde de önemli mesafeler almıştır. Avrupa, Asya ve Afrika'nın kesiştiği kavşaktaki bu coğrafyanın takdir edersiniz ki bir varoluş, varoluşunu koruma, yaşatma ve sürdürme politiği oluşmuştur.



"TEDBİR VE TEMKİNİ ELDEN BIRAKMAMAK ŞARTTIR"

Bu politiğin kurucu unsurları israf edilir veya ihanet ve ihmale kurban verilirse coğrafyamızı vatan yapan muazzam şuur zamanla kaybolacaktır. Ülkemizin nasıl yönetileceği, nasıl korunacağı, nasıl denge ve düzen sağlanacağı, sorunlarının nasıl aşılacağı konusunda asırların bilgeliğine ve birikimine itibar edilmezse istikbalimiz zifiri bir karanlığa ve meçhul bir karmaşaya hızla kayacaktır. Tedbir ve temkini elden bırakmamak şarttır. Orta Doğu'dan Balkanlara, Asya'dan Afrika'ya, Kafkaslar'dan Okyanus kıyılarına varıncaya kadar hep bir hesap, hep bir plan, hep bir istila ve şiddet senaryosu devrededir. Bu kadar geniş bir coğrafyada uyuşukluğun ve uyuklamanın sonucu erime ve esarettir. Birbirine girmenin, cepheleşmeleri diri tutmanın, siyasi ve ideolojik sertleşmeleri okşamanın mahsur ve maliyeti kahredici gelişmeleri tetikleyecektir.

Su uyusa bile düşman emeller canlıdır ve cüretkardır. Unutmayınız, tehdidin küçüğü büyüğü, tehlikenin önemlisi önemsizi olmaz, olamaz. Bugün hafife alınan bir alarm, küçümsenen bir provokasyon yarınlarda korkunç badireleri doğuracaktır.
Şayet vatanımızda, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti halinde bağımsız, bağlantısız, bir ve bütün olarak yaşamanın sonsuza kadar şeref yeminini tutacaksak etrafımızdaki her sarsıntıya, her saldırganlığa, her kanlı oyuna karşı proaktif şekilde hazırlıklı ve dirayetli hareket etmek durumundayız. Bize bir şey olmaz diyemeyiz. Abartmaya gerek yok, kim saldıracakmış, bırakın bu masalları diyen müflis, müşrik ve münafık zihniyetlere itibar edemeyiz. Çünkü bizim öngörümüz tarih hafızamızda mahfuzdur.

Çünkü bizim dersimiz ecdadımızın hatıralarıyla mahuttur. Önümüze bakarken geçmişimizin izinden yürüyüp yeni yüzyıla önayak olmakla mükellefiz. Sağduyunun saf ışığı ve taze nefesi ne kadar gerekliyse, yeri ve zamanı geldiğinde mukadderat namusunu muhafaza etmenin, milli güvenliği müdafaa onurunun ihtiyaç duyduğu cesaret ve gözü karalık da o kadar gerçek ve gerekli bir davranış kalıbı mevkiinde somutlaşacaktır.

Kimin dost kimin düşman; kimin maznun kimin mazlum, kimin hain kimin kahraman olduğunu bilen yüksek ferasetten bin yılın savaş, isyan, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş ağır sonuçlarından, bu vatana yönelen tehditlere karşı birer birer kazandığımız zaferlerden bin yılı her anıyla derinden yaşamış ve hissetmiş olan insanımızın yüksek seciyesinden ve kuşkusuz, tarih içinde yaşanmış acı hatıralardan arta kalan derslerden tek tek damıtıp süzülerek çıkarılmıştır.



"BM KUVVET KULLANMALIDIR"

Öncelikle düşünmemiz gereken Türkiye'dir. İsrail'in İran'a saldırısı barbarlıktır.

Yeni bir dünya savaşı ile ilgili tahminlerin yoğunlaşmasına yönelik seferberliğin ertelenemez bir öncelik olduğunu düşünüyorum. İsrail, İran'a saldırarak Gazze katliamını gizlemek istemiştir. Coğrafyaların bombalanarak silkelenmesi, sonu gelmeyen çalkantılar dönemi başlatacaktır.

İsrail tehdidinde tüm eşikler aşılmıştır. Otokontrolünü kaybeden bir sözde devlet şiddetin tüm tuşlarına basmaktadır. Devlet dediğim, bir terör örgütüne dönüşmüştür.

BM aciz, ve atıl ve korkaktır. BM, sessizliğe gömülü haldedir. İslam ülkeleri 3 maymunu oynamayı bırakıp devreye girmelidir. Bu ne aymazlıktır. Bu zulüm ve eşkıya düzeni nereye kadar gidecektir.

Elbette böyle gidemez. Akan kanlara seyirci kalınamaz. BM, derhal kuvvet kullanmalı, suçlular adalet önünde cezalandırılmalıdır. BM, askeri gücünü sahaya sürmelidir.

Çok dikkatli olmamız gerekmektedir. MHP, barış kuşağının egemen olmasını dilemektedir.

Muhalefetin Türkiye'ye yabancılaşması, siyaset ve demokrasi hayatımız için şiddetli bir sanıcıdır. CHP'nin durduğu yer Türk milletinin durduğu yer değildir.

Bu temel milli meselelerde uzlaşmaya yanaşmamak düşman emellerin ülkemize yanaşmasına çanak tutmaktadır.

Tarihin sararmış ve solmuş yapraklarından araya araya bulup çıkardığımız hatıraların ivmesiyle istiklalin yol haritasını çizmenin peşindeyiz. Kim ne yaparsa yapsın hukukumuzu kimler çarpıtırsa çarpıtsın iç cephemiz düşmeyecek, surda gedik açıklamayacaktır.

Gün birleşme günüdür, dayanışma günüdür. MHP ve Cumhur İttifakı adına "Her şey Türkiye içindir" diyoruz.


Kaynak ; Milliyet
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık