ForumAilem.Com - Paylasimin Yeni Adresi
  SohbetYaz



Etiketlenen üyelerin listesi

Yeni Konu Aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 22.Haziran.2015   #1 (permalink)
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere kapalı
Prostat kanserİ


Erkek üreme sisteminin önemli bir üyesi olan prostatta görülen malign (kötü huylu) değişikliklerdir. Erkeklerde en sık görülen kanser tiplerindendir. Amerika'da her 5 erkekten birinde görüldüğü tespit edilmiştir.Yine Amerika'da her yıl 200.000 yeni hasta ve 38.000 ölüm saptanmaktadır.

Genellikle 50 yaş üstünde görülür ancak seyrekte olsa gençler de de görülme olasılığı vardır.

Prostat mesanenin altında, rektumun önünde yerleşmiş ceviz büyüklüğünde bir bezdir.

Prostat ejekulasyon esnasında spermin dışarı atılması için gerekli akışkan sıvının ve enzimlerin 1/3 ünü salgılar. Ejakulatın içinde yer alan sperm testislerde yapılır, vas deferens adı verilen tüpler tarafından taşınır. Bu esnada prostattan bu katkı maddelerini alır ve penise ulaşarak dışarı atılır. Prostatın arkasında ki seminal kabarcıklar bu akışkanın yapıldığı yerdir. Prostata direkt teması ve yakınlığından dolayı kanser bu seminal kabarcıkları ve prostatı saran kapsülü de etkileyebilir. Bu durumda ameliyat kanseri yok etmek açısından pek faydalı olamayabilir. Rektuma olan komşuluğundan dolayı Rektal muayene prostat hakkında fikir verebilen iyi bir muayene usulüdür.

Nedenleri:

Prostat kanserinin sebebi henüz bilinmemektedir. Ancak bazı faktörlerin kansere yakalanma riskini arttırdığı bilinmektedir.

Birinci faktör ailede prostat kanseri hikayesinin bulunmasıdır. Babasında veya kardeşinde prostat kanseri bulunan bir kişinin kansere yakalanma riski iki kat artmaktadır.

Yaşlı kişiler daha büyük risk altındadırlar. Prostat kanseri tanısı konmuş kişilerin 3/4 ü 65 yaş ve üzerindedir.

Afrikalı-Amerikalılarda daha sık görüldüğü söylenmektedir.

Prostat kanseri ile erkeklik hormonu arasında bir ilişki olduğu sanılmaktadır.Kısırlaştırılmış erkeklerde prostat kanserinin görülmemesi buna delil olarak gösterilmektedir.

Östrojen hormonu (kadınlık hormonu) kan seviyelerinin yükseldiği ağır karaciğer hastalıklarında prostat kanseri riski azalmaktadır.

Çevresel faktörler riskin artmasında rol oynar. Asyalılar prostat kanseri riski açısından daha şanslıdırlar. Japon erkeklerinde prostat kanseri görülme riski Amerikalı'lardan yaklaşık 40 kez daha azdır. Ancak ilginç olan konu Amerika'ya göç etmiş Asyalılarda riskin arttığı görülmüştür. Bu da çevre ve beslenme faktörlerinin önemini göstermektedir.

Belirtiler:

Prostat kanseri genellikle ileri aşamalarına kadar bulgu vermez. İyi bir doktor muayenesi ve Prostate Specific Antigen (PSA) adı verilen bir kan tahlili ile genellikle bulgu vermeden önce erken evrelerde tanısı konulabilir.

İleri evrelerde ise prostat bezinin büyümesine bağlı idrar yapamama, idrar veya semen sıvsında kan görülmesi gibi bulgular verebilir. Ayıca ağrı ve empotans gibi bulgular da verebilir.

Hastalığı önlemenin kesin yolları bilinmemekle birlikte sağlıklı yaşam için gerekli genel kuralları ( egzersiz ve düşük yağlı diyet) uygulamak yararlı olabilir.

Tanı:

Prostat muayenesi rektal tuşe ile yapılır. Rektumdan yapılan muayenede prostat kenarları düzensiz ve nodüler olarak ele gelir.

Prostate Specific Antigen (PSA) testinin bulunması ile prostat kanseri tanısında yeni bir çag açılmıştır. Bu test ile kanser henüz bulgu vermediği çok erken aşamalarda dahi tanınabilmektedir.

Prostate Specific Antigen (PSA) prostat bezi tarafindan yapilan ve semen sıvısının yapısında olan küçük bir protein molekülüdür. Bu molekül normalde kanda ya hiç bulunmaz veya çok düşük seviyelerde bulunur. Ancak prostat kanserlerinde PSA nin kan düzeyleri çok yükselir. Bazı kanser dışı durumlarda da PSA da yükselmeler görülürse de bunlar küçük düzeylerde ve geçici yükselmelerdir. Bu durumları ayırt edebilmek için PSA da yükselme saptayan doktor tekrar test isteyebilir. 4-10 ng/ml arasında çıkan ortadüzeydeki PSA seviyeleri üroloji konsultasyonu gerektirir. 10 ng/ml üzerindekiseviyelerde ise ürolojist tarafından biopsi konusunda değerlendirilmelidir.

Prostat Kanserlerinin % 5-10 kadarında PSA yükselmeyebilir. Bu sebeple rektal muayene ve PSA tanıda tamamlayıcı rol oynar. Sadece biri yeterli olamaz.Bu yöntemlerden herhangi birinde prostat kanseri şüphesi olursa Ürolog Doktorunuz biopsi isteyebilir. Biopside ultrason eşliğinde rektumdan prostata bir cins iğne ile girilerek mikroskop ta incelenmek üzere parça alınır. Kanser tanısı konulursa kanserin ilerleme derecesi Gleason Score ile evrelendirilir.Bu skala doktorunuzu hastalığın gidişi, tedavisive ne kadar yayıldığı hakkında bilgilendirir. 10 en yüksek evredir ve hastalığın kötü olduğunu gösterir.PSA düzeyindeki yüksekliklerde hastalığın evresi hakkında fikir verebilir. Genellikle 6 ve üstü Gleason scoru ve 20-30 ng/ml PSA seviyesi kanserin prostat bezi dışınada yayıldığını gösterir.

Kanser aynı zamanda klinik evrelemeye de tabi tutulur. Klinik evrelemede çeşitliyöntemler kullanılır. En çok kullanılan T1-T4 evrelemesinde:

T1-T2 de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.

T3 de yakın dokulara da metastaz (yayılım)yapmıştır.

T4 de ise uzak organlara da yayılım vardır.

Eski ancak hala kullanılanbir sistem de ise:

Evre A ve B de kanser prostat bezinde sınırlı kalmıştır.

EvreC de yakın dokulara da metastaz (yayılım) yapmıştır.

Evre D de ise kemik gibi uzak organlara da metastaz yapmıştır.

Doktor bunlardan başka uzak metastazları da araştırmak için kemik taramaları,röntgen, MR, BT gibi tetkikler isteyebilir.

Tedavi:

Tedavide hastanın yaşı, kanserin ilerleme düzeyi, hastanın genel sağlık durumu, gibi çeşitli etmenler göz önünde tutulur.

Radyasyon Tedavisi (Dışarıdan Işın Tedavisi):

Sadece prostatta sınırlı kalmışkanserlerde ameliyat ve radyasyon tedavisi eşit iyileşme sağlar. Son 20 yıldır geliştirilen radyoterapi tetkikleri komplikasyonları en aza indirmiştir.Genellikle iki ay boyunca günlük dozlarda radyasyon verilir ve iyi tolere edilir.Anestezi ve hastanede yatmayı gerektirmez.Ağrı hissedilmez. Herbir tedavi sadecebirkaç dakika sürer. Tedaviden sonra hastalar günlük aktivitelerine devam edebilirler.

Radikal Prostatektomi:

Prostat ve bağlı seminal kabarcıklar beraberce ameliyatla alınırlar.Bir kaç gün hastanede yatmayı gerektirir. Genel veya Lokal anestezi ile yapılır. Ameliyat sonrasında bir miktar sonda taşımak gerekebilir.Radikal Prostatektomi de amaç kanserli dokunun tamamını alabilmektir. Eğer bu başarılabilirse o zaman başka tedaviye gerek duyulmaz. Ancak bazen açıldıktan sonra kanserli dokunun prostat dışında lenf bezlerine veya çevre dokulara da genişlemiş olduğu görülebilir. Böyle durumlarda kanserli dokunun tamamı alınamaz ve ameliyat sonrası radyasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Radyasyon Tedavisi (Brachytherapy):

Dışarıdan verilen radyasyon tedavisi de radikal prostatektomi de hastalarda ereksiyon yeteneğini sınırlarlar. Bunu engellemek için Brachytherapy adı verilen bir radyasyon tedavisi yöntemi kullanılır. Karın içine leğen kemiğinin dibine, rektumun önüne, testislerin gerisine konan metal kateterler ile radyoaktif madde öldürülmek istenen kanserli dokuya verilir. Böylece çevre dokulara verilecek ışın dozu azaltılarak ereksiyonu sağlayacak
sinir ve damarlarda daha az hasar neden olunur.Çok sık uygulanan bir tedavi seçeneği değildir.

Hormon Tedavisi:

Kanser prostat dışına da yayılmışsa genellikle hormonal tedavi uygulanır. Hormon tedavisinin hedefi testislerden erkeklik hormonu salınımını baskılamaktır. Çoğu zaman erkeklik hormonunun baskılanması ile prostat kanserindeki gelişme durdurulabilir. Bu tedavinin en kolay ve en hızlı yolu testislerin alınmasıdır. (kastrasyon, kısırlaştırma) Ancak genellikle günlük ağızdan alınan ilaçlar yada aylık veya 3 aylık enjektabl ilaçlar bu tedavide tercih edilir.

Evrelere Göre Tedavi:

Evre T1 ve T2 de(veya Ave B de) radyasyon tedavisi veya ameliyatla (radikal prostatektomi) tedavi aynı etkiyi gösterirler. Hastalığın bu aşamasında tedaviye hastanın durumuna göre ve olası yan etkileri göz önüne alınarak karar verilir.Bir ürolog ve radyasyon onkolojisti ile görüşülmelidir.

Evre T3 veya C de sadece ameliyatla tedavi yeterli değildir. Çünkü kanser prostat dışına da yayılmıştır ve ameliyattan sonra radyasyon tedavisi de gerekecektir.Radyasyon tedavisi kalan mikroskobik kalıntıları da öldürecektir.Birçok doktor bu evrede olası komplikasyonları önlemek için çok daha erken dönemlerde radyasyon tedavisine başlama taraftarıdır. Hatta bu aşamada yakalanan kanserlerin pek yüz güldürücü olmayan gidişini engelleyebilmek için radyasyon tedavisi ile birlikte hormon tedavisi uygulamakta giderek daha çok kullanılan bir yöntemdir.

Evre T4 veya D de kanser kemiklere yayılmıştır (metastaz)Tedavi semptomları hafifletmek ve kanseri geçici olarak geriletmeye yönelik olarak yapılır. Kemik metastazlarının tedavisinde ameliyat veya radyasyon tedavisi gerekebilir.
  Alıntı ile Cevapla

Cevapla


Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Testİs kanserİ Kovboy Erkek Sağlığı 0 22.Haziran.2015 17:42