SERKAN ARMAN / SHENZHEN - Shenzhen... Bir zamanların mütevazı balıkçı kasabası, bugün artık ‘Çin’in Silikon Vadisi’. Bundan 40 yıl önce inci avcılarının sığınağı olan sisli kıyılar, şimdilerde dünyanın dijital geleceğini şekillendiriyor. Sokaklarda balıkçı ağlarının yerini fiber optik kablolar, fenerlerin yerini ise inovasyon merkezlerinin sönmeyen ışıkları aldı.

Bu büyük dönüşümün başrol oyuncularından biri de OPPO. 2004 yılında doğan marka, kısa sürede sadece akıllı telefon pazarında değil, üretim teknolojileri ve Ar-Ge yatırımlarıyla da küresel sahnenin iddialı oyuncularından biri oldu. OPPO’nun önce Dongguan fabrikasını, ardından Binhai Bay Kampüsü’ndeki laboratuvarlarını ziyaret ederek yapay zekâ çağının büyük dönüşümünü yerinde gözlemleme fırsatı bulduk.Bu çalışmaların markanın Türkiye’deki üretimine yansımasını ise OPPO Türkiye Sözcüsü Murat Karakoç’tan dinledik.



Türkiye’yi hem üretim hem de ihracat için stratejik bir üs olarak gördüklerini söyleyen Karakoç şu mesajları verdi:

? “OPPO 70 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye dahil dokuz ülkede üretimi var.

? Türkiye’de yılda 11 milyon mobil cihaz satılıyor. Tuzla fabrikamız 5.5 milyon adetlik üretim kapasitesine sahip. 2025 sonu hedefimiz 860 bin cihazlık üretim. 2026’da ise minimum 1 milyonluk üretimi yakalamayı hedefliyoruz.

? Bugüne kadar Türkiye’de ürettiğimiz cihazların tamamını iç pazarda sattık. Ancak yeni dönemde Türkiye’de üretilen OPPO ürünlerini ihraç etme planımız var. İlk etapta hedef pazar olarak Balkan ülkeleri gündemde.

? Türkiye pazarında tüm ürünlerde 2025’in ilk 6 ayında4. sıraya yükseldik. Android telefon satışında üçüncüyüz. 2026’da kulaklık, saat ve tabletleri de portföyümüze ekleyeceğiz. Bunların bir kısmı yine Türkiye’de üretilecek.

? OPPO, Türkiye’yi kritik pazar olarak görüyor. Avrupa ve Ortadoğu’ya açılmakta stratejik önemi büyük. Hedef 3 yılda Türkiye’de en güvenilir ilk üç telefon markasından biri olmak.”



180’den fazla test

OPPO’nun‘2025 Kalite Turu’ kapsamında ‘Apex Guard’ (Zirve Koruma) sistemini duyurdu. Donanım ve yazılımı bir bütün olarak ele alan bu yeni sistem, sadece fiziksel dayanıklılığa değil, cihazın yıllar süren performans istikrarına odaklanıyor. Sürecin donanım ayağında havacılık sınıfı alüminyum ve ömrü uzatılmış silikon-karbon pil teknolojileri kullanılırken, üretim 180’den fazla uluslararası test aşamasından geçiyor. Yazılım tarafında ise ColorOS 16 ve ‘Trinity Engine’ teknolojileriyle desteklenen ‘6 Sıfır’ standardı devreye giriyor. Bu standart, gecikme, donma ve çökme gibi sorunları minimize ederek, cihazların uzun vadede dahi ilk günkü akıcılığını korumasını hedefliyor.

5Giçin çıkarma yolda...

Türkiye’nin 5G dönüşümüne de hazırlanan OPPO, pazarın yüzde 90’ının 5G uyumlu hale gelmesinin beklendiği 2026 yılında, 19 farklı 5G modeliyle tüketicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sadece akıllı telefonla sınırlı kalmayıp tablet ve giyilebilir teknolojileri de Türkiye portföyüne eklemeyi değerlendiren marka, globalde tanıttığı ‘Apex Guard’ kalite standartlarını Tuzla’daki üretim hatlarında da birebir uyguluyor. Karakoç’a göre bu vizyon, OPPO’nun Türkiye’yi sadece bir pazar olarak değil, yenilikçi teknolojilerin üretildiği stratejik bir merkez olarak konumlandırdığını gösteriyor.



Kaynak ; Milliyet