ForumAilem.Com - Paylasimin Yeni Adresi

ForumAilem.Com - Paylasimin Yeni Adresi (https://forumailem.com/index.php)
-   Türkiyeden Haberler (https://forumailem.com/turkiyeden-haberler/)
-   -   Nafaka için ‘kusursuz’ olunmalı! Ev ekonomisine katkı sağlamayan haksız mı? (https://forumailem.com/turkiyeden-haberler/59266-nafaka-icin-kusursuz-olunmali-ev-ekonomisine-katki-saglamayan-haksiz-mi.html)

aSpeNDos 19-12-25 07:05

Nafaka için ‘kusursuz’ olunmalı! Ev ekonomisine katkı sağlamayan haksız mı?
 
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Antalya’da yaşayan bir kadın, eşinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, akşam yemeklerine gelmeyerek aile birliğinden doğan yükümlülükleri ihlal ettiğini, kazancını zorla alarak kendisine ekonomik şiddet uyguladığını ileri sürüyordu. Kadının bu iddiaları bir boşanma davası açmasıyla sonuçlanmıştı. Erkek eş ise eşinin aşırı sinirli olduğunu ve kazandığı parayı sadece kendisi için harcadığını öne sürüyordu. Bu iddiaların ardından erkek tarafından da karşı boşanma davası açılmıştı. İşte tam da bu noktada işler karışmaya başladı. Çiftin birbiriyle ilgili şikâyeti vardı ve erkek eş, eşinin evin giderlerine herhangi bir yardımda bulunmadığını iddia ederek, evin geçimini tek başına göğüslemek zorunda kaldığını belirtiyordu. Buna rağmen dava devam ederken erkek, karşı boşanma davasından vazgeçti. Yargıtay ise pek çok kişi tarafından şaşırtıcı bulunsa da haklı görülen bir karar vermişti. Kazandığı parayı kendisine harcayan ve eşine destek olmayan kadın kusurlu bulunmuştu. Ancak her şey burada sona ermemişti. Dava uzuyor yeni detaylarla oldukça karmaşık bir hal alıyordu. Süreç devam ederken kadının tazminat kazandığı, erkeğinse sonunda haklı bulunduğu davanın detayları neler? Boşanma, nafaka ve ev ekonomisine katkıda bulunmama gidi durumlarda yaşanabilecekleri Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, tüm detaylarıylaMilliyet.com.tr’ye anlattı.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

TAZMİNATI ALAN KADIN, HAKLI OLAN ERKEK! EV BÜTÇESİNE KATKI BUGÜNÜN SORUNU MU?

Kadının boşanma davasını kabul eden mahkeme, başta erkek eşi ağır kusurlu bularak 40 bin lira tazminat ödemesine hükmetmişti. Karara itiraz eden erkek eş, davasını geri almış ve maddi taleplerinden vazgeçmediğini belirterek dava dosyasını Bölge Adliye Mahkemesi’ne (İstinaf Mahkemesi) göndermeyi seçmişti. İstinaf Mahkemesi de yerel mahkemenin kararının yerinde olduğu gerekçesiyle erkek eşin itirazını reddetmişti. Ancak süreç tabii ki burada noktalanmadı. Erkek eş, bu defa dava dosyasını Yargıtay’a taşıyarak İstinaf kararının kaldırılmasını talep etti. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi’nin kararı bu davanın en can alıcı noktasını oluşturuyordu. Yargıtay, kazandığı parayı sadece kendisi için harcayan kadını kusurlu bularak yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına hükmetmişti. Peki ama bu her zaman böyle mi olacaktı? Yoksa her dava ve her karar o günün şartlarına özel mi değerlendirilmeliydi? Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, bu soruların yanıtlarını şöyle verdi:

-alıntı-

“Hukukumuzda ekonomik şiddet genel olarak uygulayan eş aleyhinde kusur olarak değerlendirilir. Ancak son dönem ekonomik koşullarının da kararda etkisi olabileceğini söylemek mümkün. Artık hayat pahalılığı, tek maaşla ev geçiminin zorlaşması ve her iki eşin de çalışmak zorunda kalması mahkemelerin ekonomik yükümlülükleri daha gerçekçi bir bakış açısı ile benimsemesine yol açıyor. Yargıtay da kararlarında artık eşlerin kazandıkları gelirleri evlilik birliğinin giderlerine nasıl kattıklarına bakıyor.”

-

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


‘KADININ MADDİYAT DIŞINDA YAPTIKLARI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI’

Evliliklerde birlikte üstlenilmesi gereken pek çok sorumluluk veya zorluk olabilir. Bir ömür geçirmek için birbirlerine söz veren çiftler hastalık-sağlık ve iyi gün-kötü günde birliktelikleri için imza atıyor. Her zorluk ya da sorumluluk ekonomik unsurlar dolayısıyla da olmayabilir. Bazen eşlerden biri ev ekonomisini üstlenirken diğeri evdeki diğer yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesini ve düzenlenmesini üstleniyor. İşte bu görev dağılımı ve paylaşım değerlendirildiğinde, haklı veya haksız taraf için verilecek karar karmaşık bir hal alıyor. Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, evde ve ev ekonomisinde eşlerin yükü paylaşması durumunda ortaya çıkan tabloyu hukuki açıdan değerlendirdi.

Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, “Eşler evlilik birliğinde birlikte yaşamak, birbirlerine sadık olmak, karşılıklı saygı ve dayanışma içinde hareket etmekle yükümlüdür. Bunun yanında her iki eş de güçleri oranında evin giderlerine katılmak zorundadır. Bu katkı yalnızca maddi gelirle sınırlı değildir. Ev içi emek, çocukların bakımı gibi katkıları da kapsar. Sadece para kazanmak değil kazanılan gelirin ortak hayatın sürdürülmesine ne denli katkı sağladığıyla ilgilidir. Ancak evlilik birliğinde kadın eşe yüklenen diğer sorumluluklar göz ardı edilmemelidir. Çocuklarla, ev ile ilgilenmek gibi sorumlulukları gibi katkılar dikkate alınmadan evin giderlerine katılma hususu sadece maddi kazanç harcama olarak düşünülmemesi gerekir. Kadın eşin sağladığı, maddi karşılığı olmayan bu katkıların da evlilik birliğine yapılan katkı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


EKONOMİK ŞİDDET DEVREDE Mİ? 'EKONOMİK KATKIDAN TAMAMEN KAÇINILAMAZ'

Bu dava pek çok açıdan değerlendirilebilir, hatta ilk bakışta kadının cezalandırıldığı bile düşünülebilirdi. Ancak doğru yorumlandığında her iki tarafın da kusurlu olduğu noktalar görülebilirdi. Davaya ilişkin konuşmasında, “Kadın açısından gelirinin kişisel ihtiyaçları ve kendi ekonomik güvenliği için kullanıldığı, evlilik içinde başka şekillerde katkı sağlandığı savunulabilir. Erkek tarafı açısından evin tüm ekonomik yükünün tek başına üstlenildiği ve bu durumun evlilik birliğini zedelediği ileri sürülebilir. Haklılık değerlendirmesi gelirin varlığından çok evlilik içindeki paylaşım dengesine bakılarak yapılmalıdır. Yargıtay kararı yanlış yorumlandığında kadının çalışmasının dolaylı olarak cezalandırıldığı algısı ortaya çıkıyor. Ancak karar bütün olarak incelendiğinde, her somut olay kendi dinamiği içerisinde değerlendirilmelidir. Kararın bütününe bakıldığında kadına yüklenen kusurdan bahsedilmekle bu kusur erkeğe yüklenen kusuru ortadan kaldırmıyor. Eşlerin evlilik birliğindeki mali düzenlemeleri karşılıklı rıza ile belirlemesi mümkün. Ancak bu tür sözleşmeler eşlerin evin giderlerine katılma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Yazılı sözleşme yapılması ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar açısından faydalıdır. Sözleşme olsa dahi ortak yaşam giderlerinden tamamen kaçınmak mümkün değil. Bu evlilik birliğinin eşlere yüklediği hukuki yükümlülüktür” diyen Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, sözlerini ‘ekonomik katkıdan tamamen kaçınmanın mümkün olmadığını’ anlatarak sürdürdü.

-alıntı-

“Bu kararın kadınların çalışması ya da ekonomik özgürlüğünü hedef aldığı şeklinde yorumlanmaması gerekir. Yargıtay kararı evlilikte ekonomik dengeyi ve ortak sorumluluk alınması ilkesini vurgular. Eşlerin gelirlerini tamamen bireysel bir tasarruf konusu haline getirmesi ve diğer eşin bu gelir üzerinde baskı kurması ya da denetim altına alınması hukuken kabul edilemez. Uygulamada ekonomik şiddet olarak tanımlanan; eşin gelirine el koyma, harcamalarını kısıtlama ya da evin ortak giderlerine katılmaktan kaçınma gibi davranışlar, boşanma davalarında kusur olarak değerlendirilir. Bu yaklaşım, eşlerin evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmasını ve birliğin birlikte yönetilmesini öngören Türk Medeni Kanunu’nun 186. maddesiyle uyumlu. Ekonomik şiddet kavramı toplumuzda sadece kişinin çalışmasını engellemek, kazancına/maaşına sadece gelire el koymak olarak algılanır. Oysa ekonomik şiddet kavramı, eşin ekonomik karar alma sürecinden dışlanması, finansal özgürlüğünün sınırlandırılması, eşlerin karşılıklı kazançlarını saklaması/bilmemesi gibi hususları da kapsar. Bunların yanı sıra kadının çalışıyor olması daha az korunması gereken taraf haline getirmez. Tam tersi ekonomik olarak güçlü kadınlar da ekonomik şiddete maruz kalır. Burada kadının çalışmış veya çalışmamış olması bir etken değildir.” -Arabulucu Avukat Elif Yazıcı

-

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


PEKİ NAFAKA DURUMU SÖZ KONUSU OLURSA? ‘KUSURSUZLUK ŞARTI DEVREYE GİRİYOR’

Evlilik içindeki maddi konuların yanında boşanmalarda en çok tartışma konusu olan nokta ‘nafaka.’ Nafaka, kısa süre evli kalan erkek tarafından oldukça büyük bir sorun olarak görülüyor. 1 yıl bile sürmeyen evlilikler ve nafaka ile ilgili kritik detayı açıklayan Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, ‘kusursuzluk’ denen kritik eşiğe dikkat çekti. Arabulucu Avukat Elif Yazıcı, sözlerini şöyle noktaladı:

ALINTI - “Boşanma dava süresince bağlanan tedbir nafakası dışındaki yoksulluk nafakası boşanma sonrasında doğan bir yükümlülüktür. Evlilik birliği içindeki sorumluluklarla aynı şekilde değerlendirilemez. Yoksulluk nafakası hususu bu karardan bağımsız bir husustur. Nitekim yoksulluk nafakası dava sonucunda az kusurlu veya kusursuz olmak, ekonomik açıdan yoksul duruma düşecek olmak vb. belirli şartlara da bağlanmıştır. Ancak toplumda sadece 1 yıl bile sürmeyen evliliklerde boşanmayla birlikte erkek eşe yüklenen bir külfet olarak lanse edilmiş olup bu tamamıyla hatalı bir bakış açısıdır. Evlilik devam ederken çalışıp para kazanan eşin bu geliri tamamen kendisine ait görmesi ve ortak giderlere katkı sunmaması, diğer eş açısından haksız ekonomik yük doğurur. Bu durum cinsiyetten bağımsız değerlendirebilir. İlla kadına nafaka bağlanacak diye bir kural yoktur. Söz konusu kararda da Yargıtay bu husus üstünde durmuş ve kadına geliriyle evlilik birliğine katkı sunmamakla kusurlu bulmuş.”


Kaynak ; Milliyet


Forum Saati: 15:40. Zaman dilimi GMT +3 olarak ayarlanmıştır.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

NETGUC İNTERNET HİZMETLERİ